Kadın Sağlığına Bütüncül Yaklaşım: Bir Kadın Doğum Uzmanının Yolculuğu
Kadın sağlığı, yalnızca jinekolojik hastalıkların tedavisinden ibaret değildir. Her kadın; bedeni, zihni, hormon dengesi, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve sosyal çevresiyle bir bütündür. Bu bütünlüğü göz ardı ederek yapılan her tedavi, eksik kalmaya mahkûmdur.
Benim bu anlayışa yönelmem, üniversite yıllarımda başladı. Tıp eğitimi sırasında, hastalara uygulanan standart tedavi protokollerinin her zaman beklenen sonucu vermediğini fark ettim. Çünkü bizler tıp fakültesinde ağırlıklı olarak fiziksel belirtilere odaklanarak yetiştiriliyoruz. Ancak danışanlarımı dinledikçe, aynı şikayetle gelen iki farklı kadının ihtiyaçlarının bambaşka olduğunu görmeye başladım.
Bir hastaya yalnızca tedavi reçetesi sunmak yerine, onunla konuşarak, yaşamını anlayarak, duygularını dinleyerek ilerlediğimde; tedavi sürecinin çok daha etkili ve kalıcı olduğunu bizzat tecrübe ettim. Bu farkındalık, beni klasik tıp eğitiminin ötesine taşıdı ve uzmanlık yıllarımda kendimi geliştirebileceğim pek çok alana yöneltti.
“Sağlık Uçgeni” ve Bütüncül Yaklaşım
Tıpta sıklıkla kullandığımız bir kavram vardır: Sağlık Uçgeni.
Bu üçgenin bir kenarında fiziksel sağlık, bir kenarında psikolojik sağlık, diğer kenarında ise kimyasal denge (hormonlar, vitamin-mineral düzeyleri, biyokimyasal yapı) yer alır.
Bir kenarı ihmal ettiğinizde, üçgen dengesini yitirir ve sağlık bütünlüğü bozulur.
İşte bu nedenle, kadın sağlığına yaklaşımım yalnızca hastalığı tedavi etmek değil; kadını bir bütün olarak ele alarak hem koruyucu hem de onarıcı bir yaklaşım benimsemek üzerine kurulu. Uzmanlık alanım olan kadın doğum pratiğini, bu üç boyutlu yaklaşımla destekleyerek danışanlarıma daha etkili çözümler sunuyorum.
Eğitimlerim ve Bütüncül Sağlık Atölyelerim
Kadın sağlığı alanında daha derinlikli ve kapsamlı bilgiye ulaşabilmek adına yalnızca jinekoloji değil; psikoloji, cinsel terapi, endokrinoloji, fonksiyonel tıp ve kadın onkolojisi gibi birçok farklı alanda eğitimler aldım. Bu eğitimler, kadının hayatının farklı dönemlerinde (ergenlik, üreme çağı, gebelik, doğum sonrası, menopoz) yaşadığı değişimleri çok daha doğru anlamamı sağladı.
Edindiğim bu bilgiler ışığında, hem klinik uygulamalarımı hem de eğitim projelerimi bu yaklaşım etrafında şekillendirdim. Bugün geldiğim noktada, birçok danışanımla aşağıdaki kapsamlı programlar üzerinden çalışıyorum:
Neden Bütüncül Yaklaşım?
Kadınlar; adet düzeninden doğurganlığa, hormon dengesizliğinden vajinal enfeksiyonlara, libido sorunlarından gebelik sürecine kadar birçok farklı başlıkta sorunla karşılaşabiliyor. Fakat çoğu zaman, bu sorunların temelinde yalnızca biyolojik değil, duygusal ve çevresel faktörler de yer alıyor.
Örneğin:
Bu yüzden, kadın sağlığına dair sorunları tek bir pencereden görmek, çoğu zaman eksik ya da yüzeysel çözümler üretmeye neden olur.
Kadın Sağlığını Sadece Tedavi Etmiyor, İnşa Ediyoruz
Benim yaklaşımım, kadının yalnızca rahatsızlığını iyileştirmek değil; onu bütün yönleriyle tanımak, güçlendirmek ve yaşam kalitesini sürdürülebilir hale getirmektir. Bu nedenle danışanlarıma sunduğum her eğitim, her seans, her atölye; onların kendini tanımasına, bedenini fark etmesine, duygularını ifade edebilmesine ve en önemlisi kendi sağlığını sahiplenmesine alan açıyor.
Bütüncül sağlık bir lüks değil, olması gereken bir standarttır.
Kadınlar her şeyin en iyisini hak eder. Ve sağlık, bunun en başında gelir.